Kaleminden



Seni Seninle Paylaşamayacak Kadar Çok Seviyorum

    Seni, seninle paylaşamayacak kadar çok seviyorum. Çabalama sakın anlamak için beni. Benim derdim bendeki benleri, bendeki senleri seninle paylaşmak değil ki... Seninle anlam kazanmadı sahip olduklarım. Ben zaten güneşin parlak bir tepsi gibi kapladığı göğe yabancı değildim ki! Ayın kızıydım  senden önce de. Simden bir örtü gibi üstüme örter ayı, hıçkırıklarımla renklendirirdim dolunayı...


    Öpüşlerimi saklamadım hiç dudaklarına. İçimi kıpır kıpır yapan baharla taçlanan papatyaların sarı göbeklerinde de dolaştı dudaklarım, sahip olamadıklarının acısını inci tanelerine dönüştürüp yanaklarına bir kolye gibi dizen  çocuğun acısını da tattı pembe yanım...


    İstediğim için vardın hayatımda. Sana uyanan sabahlar katmak istediğim için,  düşlerimde soktum seni koynuma. Gülüşünün haylazlığını, gözyaşlarının tuzlu tadını tatmak istediğim için “aşk”a düştüm bu deli oyunun kucağında. Sokaklarda yürüyen, kendi geleceğine adımlar atan milyarlarca insandan ikisiydik yalnızca. Düşünsene olasılıkların sonsuzluğunu... Rastlantıysa, çarpışmalarımızı ben kattım adımlarımıza...


    İçimdeki melankolik kadını besledim yokluğunla... Bir kırmızı kadehin içinde boğuldum yalnızlığımla.Adaklar adamadım kavuşmaların uğruna.Çünkü sen kadar sensizliği de istedim ben aşkın tadına doyasıya varabilmek adına. Özlemek istedim seni, gecelerce uykusuz kalan bir kadının gözünü kapatıp rüyalara teslim olmayı istemesi gibi. Havai fişekler patlamalıydı gözlerimde seni yeniden gördüğümde... Kavuşmanın lezzetini sağlayan özlem değil miydi? Özlenmeyen bir yürekte aşk barınabilir mi? 


    Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda elin elimde sarılmak istemedim yağmurlara. Yokluğunu yüklenip sırtıma, şeffaflığında  hissedebilmek istedim seni umarsızca.Kolaydı ıslanmak sırılsıklam saçakların altında, zor olanı istedim; yağmurla değil, varlığının kattığı yoklukla yıkanmak...Başardım can özüm, az önce okşarken saçımın her bir telini bir sağanak, özleminle sırılsıklamdım sensizliği her bir hücremde anlayarak...


    Seni tüm bencilliğimle sevdim... Sevilme ihtiyacımın cevabıydın sen... Aşkın sendeki yansımalarıydı beni çeken. Yankılanan sesimdi, sesindeki. Ben sevmenin bana ait olan kısmını sevdim. Deniz dibinin büyüleyici evreninden çıkıp, vurgun yiyen yanını sevdim. Dingin doğanın içine kattığım fırtınayı sevdim... Belki seni değil, seni sevmeyi; belki seni değil, senin beni sevmeni sevdim...


    Bir senfoninin çok sesli ritminde, hayalini giyinip süslü bir elbise gibi üzerime, sonsuzluğa uzanan adımlarla dans etmekti istediğim. Sımsıkı sarıldığım bir beden yetmezdi ki bana. Kurallarla sınırlanmayan, dokunmakla doyulmayan bir eşti beklediğim...İşte tam bu yüzden sendin istediğim..


    Uçurumların ürkütücü yüksekliklerinden uzanıp beni kurtaracak bir el istemedim. Zirvelerden diplere yuvarlanmanın tanımsız heyecanını tatmak istedim. Sakin limanlara, dingin havalarda demir atmak istemedim. Alabora olmak, deniz tuzuyla yıkanmaktı dileğim... Monoton bir huzuru değil, tutkulu bir kaosu seçtim.Bana göre değildir düz çizgiler bilirsin, sivri uçlu köşeleri severim...


    Bedenimin içinde sanki binlerce peri, efsunlu sihirlerle ihtirasımı besledi. Dokunmak istemedim hemen, artık benim için erkek kelimesinin anlamı haline gelmiş tenine. Beklemekti tutkunun dehşetini arttıran. İlk dokunduğunda delice istediğin kadına, içine yuvarlandığın zevk dehlizlerini anımsa... İç içeydik, bütündük, tektik. İstediğim için karışmıştık birbirimize... 


    Ayrılığın bir ahtapot gibi kollarını sardığı bir aşk istedim. Çünkü aşkı tüketecek kadar çok paylaşmak istemedim seninle... Paylaşıldıkça azalır tutku, paylaşıldıkça eskir aşk. İstemedim sıradanlığın gri ezikliğiyle renklenen bir sevdayı. Özeldi, özel kalmalıydı. Özlemeliydim hep seni, istemeliydin hep beni. Kavuşamamanın, yoklukların devasa gölgesi olmalıydı üzerimizde...


    Ben seni kavuşmak için değil, kavuşmayı özlemek için sevdim...Öyle bir imza attın ki sol yanıma, gizli gizli dolaşıyorsun bedenimin her yanında...Öyle bir yazıldım ki alnına, taşıyorsun gitsen de dünyanın öbür ucuna...Buydu istediğim hayatıma anlam katan adamım, ben sensiz, sen bensiz hep yarım kalacak bir yanımız...

Funda BİLGİLİ





Diğer Kaleminden Yazıları


SİYASETÇİLER İÇİN ÖZEL EĞİTİM İÇERİĞİ

SİYASETÇİLER İÇİN ÖZEL EĞİTİM İÇERİĞİ Siyasetin her kademesinde görev alan siyasetçilere özel hazırlanmış; diksiyon,beden dili, imaj, protokol kurallarını içeren eğitim ile ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayınız.


TÜRKÇE YAPAY SES PROJESİ

TÜRKÇE YAPAY SES PROJESİ SVOX firması "Türkçe Yapay Ses Projesi" için kadın ses olarak Funda Bilgili'yi seçti. Android telefonlarda kullanılan Türkçe ses Leyla'nın seslendirmeleri Funda BİLGİLİ tarafından yapılmıştır. Uygulama linki için lütfen tıklayınız.


TANER ÖZDEŞ AKADEMİ

TANER ÖZDEŞ AKADEMİ Funda BİLGİLİ; diksiyon, beden dili ve protokol konularında verdiği eğitimler ile Taner Özdeş Akademi eğitmen kadrosunda.


YUPPİ SESLENDİRME VE PRODÜKSİYON

Funda BİLGİLİ, Yuppi Seslendirme ve Prodüksiyon seslendirme kadrosunda seslendirme çalışmalarına devam ediyor. Demolar ve iletişim için lütfen tıklayınız.


ŞİİR SESLENDİRMELERİ

ŞİİR SESLENDİRMELERİ Funda BİLGİLİ'nin sesinden şiir dinlemek isterseniz, youtube kanalını kullanabilirsiniz.



Tüm duyurular için tıklayınız


E-Posta Listesi


Yeni duyurulardan, eğitimlerden, çalışmalardan ve etkinliklerden haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.


Ad Soyad  
e-posta